Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen zelzeleler sonrası enkazdan çıkarılan çocukların akıbetine dair tartışmalar sürüyor. Zelzelenin akabinde iki aya yakın bir mühlet geçmesine karşın kendilerinden haber alınamayan birçok çocuk bulunuyor. 3,5 yaşındaki Furkan Alp Alsan da bu çocuklardan biri. Alsan, sarsıntının birinci günü ailesiyle birlikte Adıyaman’a bağlı Siteler Mahallesi’nde bulunan 2024 Sokak’ta yıkılan konutlarının enkazı altında kaldı.
Anne ve karnındaki çocuğu ile bir başka oğlu Melih, enkaz altında can verdi. Baba Uğur Alsan, bina kolonlarının bacaklarına düşmesiyle birlikte sakat kaldı. Çocuklardan 6 yaşındaki İbrahim ve 12 yaşındaki Buyruk enkazdan yaralı kurtarıldı. Fakat en küçük çocuk olan Furkan’dan sarsıntının birinci gününden bu yana haber alınamıyor.
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere nazaran, baba Uğur Alsan, oğlunun tarikatlar tarafından kaçırıldığından kuşku ediyor. Baba Alsan, tedirginliğinin her geçen gün daha fazla derinleştiğini, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın kayıp çocuklara dair duyarsızlığının devam ettiğini belirtti.
‘FERYATLARINI DUYDUM’
Evlerinin zelzelenin olduğu birinci saniyelerde yıkıldığını aktaran baba Alsan, o gün yaşananları şöyle anlattı: “Furkan, zelzele sırasında yanımızdaydı. Ben de başka çocukları uyandırmak üzere koridora yanlışsız yöneldim. Çocuk odasına geldiğimde oğlum İbrahim uyanmıştı. Yanıma gelmesiyle birlikte bina üzerimize yıkıldı. Saatlerce enkaz altında kaldık. Komşular ve akrabalar tarafından kurtarıldık, AFAD yoktu. Enkaz altında yalnızca çocuklarımın sesini duyuyordum. Eşimin sesi gelmiyordu. Bununla birlikte kımıldayamıyordum, ayaklarımın üzerinde kolonlar vardı. O an çocuklarımdan evvel ölmeyi diledim. Ölmek istiyordum. Enkaz altından birinci beni çıkardılar. Yanımda İbrahim, sol tarafımda ise oğlum Emin vardı. Eşim gebeydi, 1 hafta kalmıştı doğumuna. Saatler sonra enkazdan Melih’i ve eşimi çıkardılar, ikisi de ömrünü yitirmişti. Enkaz altındayken, saatlerce çocuklarımın kurtarılmayı bekleyen feryatlarını duydum. Daima ağlıyorlardı. Her gece çocuklarımın feryatlarını duyuyorum. Eşim karnındaki bebekle öldü.”
‘KİMİN ÇOCUĞUNU KİMDEN SAKLIYORLAR?’
Alsan, 3,5 yaşındaki oğlu Furkan Alsan’dan sarsıntıdan bu yana haber alamadığını, komşuların ve yakınlarının Furkan’ın enkazdan sağ çıkarıldığını kendisine aktardıklarını paylaştı. Alsan, “Komşuların söylentilerine nazaran oğlum enkazdan çıktıktan sonra nefes alıyor ve nabzı atıyormuş. Beyaz bir Clio marka aracın Furkan’ı Adıyaman Çocuk Hastanesine götürdüğüne dair söylentiler var. Yeğenlerim de birebir hastaneye götürüldü. Onlara ulaşıldı. Furkan’ın refakatçisi olmadığı için ulaşamadık. Hastanede çalışan hemşireler ise, sarsıntı olduktan sonra hastaneye getirilen birinci çocuklardan biri olduğunu söylüyor. Hemşireler, öğle 14.00’e kadar oğlumla ilgilendiklerini, ancak ikinci zelzeleden çabucak sonra hastanenin tahliye edilmesiyle birlikte, hiçbir halde ulaşamadıklarını söylediler. Polisi, savcılığı, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı dahil bütün kurumları aradım. Hiçbir halde geri dönüş yapmadılar, hepsinden şikayetçiyim. Çocuk hastanesinden alınıp ‘400 yataklı devlet hastanesine götürüldü’ deniliyor. Kimin çocuğunu kimden saklıyorlar? Binlerce çocuk kayıp, çocukların fotoğrafları neden sitede yer almıyor?” dedi.
AİLE ENDİŞELİ
Baba Alsan, çocuğunun durumuna dair tedirginliğinin her geçen gün daha da arttığına işaret ederek, “Sağlam olsam bütün kurumları gezer oğlumu bulmaya çalışırım. Ben nereyi arayacağım? Tanıdıkları gönderiyorum, ‘Birinci derece akraba olması gerekiyor’ diyorlar. Çocuğum kaçırıldı mı? Rastgele bir bulgu yok. Sıhhat durumu yeterliyse, bu çocuk nerede? İkinci zelzeleden sonra da bütün çalışanlar hastaneyi terk etti. 24 saat boyunca hastanede kimse yoktu. Mevte terk edildik. Çocuğum şokun tesiriyle konuşamadığı için ismi soyadı kimlik numarası da bilinmiyor, sorgulatamıyorlar. Elinizdeki fotoğraflarla eşleşiyorsa bir açıklama yapın, eşleşmiyorsa ‘yok’ deyin. Baldızım ve kayınvalidem o yaş kümesindeki bireylere baktı. Fotoğrafların içerisinde yoktu. Fotoğraf çektirmeden de defnedilmiş olabilir. Hastane 2 gün boyunca kayıt tutmadı. Yetimhaneye mi verdiler, diğerine mı verdiler, yoksa kaçırıldı mı?”
‘BİR AN EVVEL BULUNSUN’
Oğlunun bulunması için teşebbüslerinin devam ettiğini söz eden Alsan, “Her gün Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’ndan oğlumu kimlik bilgileriyle aratıyorum. ‘İşleminiz devam ediyor’ ihtarıyla karşılaşıyorum. 15 gün evvel DNA testi verdim, ama hala geri dönüş yok. Oğlum Melih’in defin süreci yapıldı. DNA testi yapılmadığı için mezar numarasını bile söylemiyorlar. Oğlumun mezarına gidip dua bile okuyamıyorum. Kayıt yapılmadan nasıl defin yapılıyor? Oburunun çocuğunu, benim çocuğum üzere göstermeyecekleri ne malum? Dini tarikatlar çocuğumu kaçırdı mı? Bölge vilayetlerin hepsine sordum. Ankara, İstanbul, İzmir o yaştaki çocukları nereye götürmüşler bilmiyoruz” diye belirtti.
Baba Alsan, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi sitesinde kayıp çocukların fotoğraflarının paylaşılması gerektiğini belirterek çocuğunun bir an evvel bulunması daveti yaptı. (HABER MERKEZİ)
