Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Turkuvaz Medya Kümesi İdare Şurası Başkanvekili Serhat Albayrak ve eski Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın kendileriyle ilgili yapılan haberlerin akabinde gazetelerde yanıt ve düzeltme metni yayınlatmasıyla ilgili yazısını eleştiren Hilal Kaplan’a karşılık verdi.
“TRT İdare Şurası üyesi ve Sabah gazetesi müellifi Hilal Kaplan’ı kutlamak gerek. ‘Albayrak kardeşler ve hakkın berbata kullanımı’ başlıklı yazıma cevap verirken problemin özüne dokunmamayı başardı!” diyen Bildirici’nin yazısından bir kısım şöyle:
“BirGün’ün 29 Ağustos’taki ‘Kirli sistemin ağır kokusu’ başlıklı haberinde motamot şöyle deniyordu:
‘Peker’in son attığı bomba Saray’ın mutfağına olmasa da bahçesine düştü denilebilir. Artık Berat Albayrak’ın ya da ağabeyinin ismi çok rahat söylem edilebiliyor. Başdanışmanlardan, danışmanlardan bahsediliyor, istifaları konuşuluyor.’
Bir gün sonra yani 30 Ağustos’ta yayımlanan ‘Ortaya saçılan rüşvet çarkı yargıya taşındı’ haberinde de Serhat Albayrak hakkında tek cümle yer alıyordu:
‘Peker’in rüşvet sistemi savlarıyla gündeme gelen Turkuvaz Medya Küme Başkanvekili Serhat Albayrak, haber ve argümanlar ile ilgili tüzel ve cezai süreçlerin başlatıldığını duyurdu.’
Serhat Albayrak hakkındaki bu cümlelerin neresi gerçek dışı? Hata örgütü önderi Sedat Peker’in paylaşımlarının akabinde Serhat Albayrak’ın ismi da konuşulan isimlerden biri değil miydi? Serhat Albayrak’ın avukatı hukuksal ve cezai süreç başlatmadı mı?
Yine de avukat, bu cümlelerle hudutlu kalmayıp haberlerin bütününü gerçek dışı ilan ediyor!
VİDEOLAR, DOKÜMANLAR, YAZIŞMALAR
Gelelim problemin Hilal Kaplan’ın da görmezden gelmeyi yeğlediği özüne. Madem Serhat Albayrak’ın avukatı, “haberlerin bütünüyle gerçek dışı olduğunu” öne sürüyor. O vakit BirGün’ün haberinin giriş cümlelerini alıntılayarak hatırlatalım:
‘Mine Tozlu Sineren, Serkan Taranoğlu, Salih Orakçı, Zehra Taşkesenlioğlu, Ünsal Ban, Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Burak Taşçı ve başkaları. Son iki gündür Türkiye bu isimleri konuşuyor. Cürüm örgütü elebaşısı Sedat Peker’in toplumsal medya hesabından üstteki isimlerin telefon bildirileri, görüntü manzaraları ve dokümanlardan oluşan rüşvet çarkını ifşası her şeyi başlatan süreç oldu.
O saatten itibaren içinde Erzurum, ihanet, Borsa İstanbul, Sermaye Piyasası Heyeti (SPK) ve Saray’ın isminin sıkça geçtiği baş döndürücü bir trafiğe tanıklık ettik. Olaylar o kadar boyutlu ve dehşet verici ve konuşulan sayılar o kadar büyük ki kendimize gelmek hayli vakit aldı.’
Bir mahkeme nasıl olur da Serhat Albayrak’ın avukatı “bütünüyle gerçek dışı” dedi, diye Borsa İstanbul’daki milyonlarca liralık spekülasyonları, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun boşanmak istediği eşinden 70 milyon lira istemesini, işkadını Mine Tozlu Sineren’in rüşvet argümanlarını doğrulamasını yok sayabilir?
Dahası bir mahkeme nasıl olur da bir kişinin kelamına dayanarak ortalığa saçılanları ‘Cevap ve Düzeltme’ metninde aklanmasına müsaade verebilir
HİLAL KAPLAN’IN POZİSYONU VE HAKİKAT
Üstelik de Sedat Peker, paylaşımlarını destekleyen telefon yazışmaları ve imajlar yayımlamış; akabinde onu doğrulayan evraklar, ispatlar, ifşalar ortaya çıkmış. Boşanma davasında suçlanan eski eş ve eski THK Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban’ın açıklanamayan zenginleşmesine dair bilgiler açığa çıkmış, kaçarken tutuklanmış!
İşte Serhat Albayrak’ın avukatının ‘Cevap ve düzeltme metni’nde ‘bütünüyle gerçek dışı olduğu’ savunulan ve benim de mahkemeye delil sunulmadığını söylediğim husus bu. Hilal Kaplan’a da sormak isterim. Serhat Albayrak o denli istedi diye Sedat Peker’in Borsa İstanbul hakkındaki paylaşımları sonrasında ortalığa saçılanların tümünü gerçek dışı mı kabul edeceğiz? Delili nerede?
Serhat Albayrak “bütünüyle gerçek dışı” ilan etse, Turkuvaz Medya Kümesi büsbütün yok saysa da yargı ve bağımsız gazeteciler, Ali Fuat Taşkesenlioğlu devrindeki Borsa İstanbul’daki rüşvet argümanları, Zehra Taşkesenlioğlu ile Ünsal Ban ortasında boşanma dilekçesi ve manzaralara yansıyan milyonluk hengame başta olmak üzere tüm argüman ile ifşaların üzerine gitmeli.
Hakikate ulaşmak gayret gerektirir ancak bağımsızlık da koşul. Ne yazık ki, iktidar partisinin memuru olunca patronunu savunma derdi ‘hakikat’ diye pazarlanabiliyor. Bağımsız ‘Medya Ombudsmanı’ olarak patronlarının çıkarını kamu faydasının önüne geçirenleri de izlemekten vazgeçmeyeceğim.” (HABER MERKEZİ)
