İZMİR – İzmir’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmak istenen ”Çeşme Kültür ve Turizm Müdafaa ve Gelişim Bölgesi” (KTKGB) projesine karşı etraf örgütleri ve meslek odaları tarafından açılan davada, Danıştay 6’ıncı Dairesi’nce yapılan eksper incelemesi sonucu projenin kamu yaranına uygun olmadığı belirtildi. Danıştay Yönetim Dava Daireleri Konseyi da yürütmenin durdurulmasına oy çokluğu ile karar verirken, Danıştay Savcısı İdeal Özcan da projenin iptali istikametinde görüş bildirdi.
SAVCI MÜNASEBETLERİ SIRALADI
Savcı Özcan, proje kapsamındaki kimi taşınmazların çabuk kamulaştırılmasına dair 24 Ocak 2020 tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile birebir tarihte Resmi Gazete’de yayımlanan proje hudutlarının yine belirlenmesine ait cumhurbaşkanı kararının iptali için açılan davaya ait şunları tabir etti:
“-İzmir Çeşme KTKGB hudutlarının tekrar belirlenmesine ait süreçle 16 bin hektarın üzerinde bir alanı kapsayacak formda yine belirlenen alanda, 1., 2. ve 3. derece Arkeolojik Sit Alanlarının, Alaçatı Kutlu Aktas Barajı İçme-Kullanma Suyu Havzasının, Kesin Korunacak Hasas Alanlar, Nitelikli Doğal Müdafaa Alanları ve Sürdürülebilir Müdafaa ve Denetimli Kullanım Alanlarından oluşan Doğal Sit Alanlarının, Akdeniz Foku Ömür Alanları üzere alanların ve çeşitli ekosistemlerin bulunduğu ve mevzuat düzenlemeleri ile korunan yapılaşma yasağı ya da kısıtlı yapılaşma imkanı bulunan kelam konusu alanların bir birçoklarının dava konusu süreçle belirlenen hudut üzerinde yer aldığı,
-Çeşme KTKGB’nin hudutlarının kara kısmında kalan alanın yüzde 65’inin, üst ölçekli planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye mutlaka açılmaması gereken nitelikteki müdafaa alanlarından oluştuğu,
-Gerekçe Raporunun önemli münasebetlere dayanmadığı, yetersiz, hiçbir önemli bilimsel araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini değerlendirmeye almayan, yüzeysel bir doküman olduğu,
-16 bin hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı, mevcut su kaynakları ve altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere, doğal etrafın de bu gelişmeden geri döndürülemez bir biçimde olumsuz etkileneceği anlaşıldığından, Kültür ve Turizm Müdafaa ve Gelişim Bölgesi alanının bütününü de gözeterek, dava konusu ekleme ile muhafaza alanları yanı sıra turizm kullanımlarına, hasebiyle yapılaşmaya da açılmasına yol açacak olan hudut kararının, tarım ve orman alanları, doğal bedeller, (flora, fauna, ekosistemler) su kaynakları ve kültürel miras üzerinde yaratacağı olumsuz tesirler…”
‘KAMU FAYDASINA VE HUKUKA UYGUN DEĞİL’
Tüm bu nedenler göz önüne alındığında dava konusu sürecin kamu faydasına ve hukuka uygun olmadığını söz eden Savcı Özcan, görüşünde “İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Müdafaa ve Gelişim Bölgesinin sonlarının yine belirlenmesine ait 11/02/2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının kamu faydasına ve hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 11/02/2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir” sözlerine yer verdi.
‘DAVA KONUSU SÜRECİN İPTALİ GEREKMEKTEDİR’
Öte yandan projeye ait niyet bildiren Danıştay Savcısı Elif Emel Çelik de dava konusu süreçte hukuka uygunluk bulunmadığını söz ederek, şu sözlere yer verdi;
“Sonuç olarak sürecin desteği Münasebet Raporunda, 5 bin 150 hektar orman alanı ile korunan alanları içerecek biçimde 16.000 hektarın üzerinde olan alanın KTKGB olarak belirlenmesi ile korunan alanların KTKGB sonları içerisinde kalmasının zorunluluğunun, sebeplerinin ve kamu faydasının, turizm geliri ve turist sayısı gayesi için gerekli 300.000 ek yatak kapasitesinin %30’unun bölgede oluşturulması gayesinin daha küçük bir alanda gerçekleştirilmesinin mümkün olup olmadığının, yatırıma bahis olacak turizm cinslerinin kendi içindeki entegrasyonu ile etrafa tesirinin ve aslında yetersiz olan su kaynaklarına olabilecek olumsuz tesirinin giderilmesi usullerinin, korunan alanlarla alakalarının, temaslarının, muhafazaya ait usullerin, turizmin tüm yıla yayılması stratejisinin gerçekleştirilmesine ve Çeşme ilçesindeki jeotermal kaynak potansiyeli ve bu potansiyelin kıymetlendirilmesi yoluna ait kâfi bilgilerin ve bilgilerin yer almadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan deniz alanı ile yaklaşık 47 kilometre kıyı alanının ve kıyı şeridinin KTKGB hududu içine alınmasının hukuksal desteği bulunmamaktadır. Bu durumda üstte yazılı Yönetmeliğin 4. hususundaki düzenlemelere uygun olmayan Münasebet Raporuna dayanan ve Kanun’da belirtilen KTKGB tarifine ve maksadına karşıt olan İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Müdafaa ve Gelişim Bölgesinin sonlarının yine belirlenmesine ait dava konusu süreçte hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılardan İzmir Tabip Odası istikametinden davanın ehliyet istikametinden reddi, öteki davacılar tarafından dava konusu sürecin iptali gerektiği düşünülmektedir.”
