Türkiye Personel Partisi (TİP) Genel Lideri Erkan Baş, Taksim’de 6 kişinin hayatını kaybettiği akına ait, “Yitirdiğimiz canları ‘rakam’ diye anacak kadar insanlıktan çıkmışlar. Bu kendi iktidarlarından öbür hiçbir şeyi ancak hiçbir şeyi düşünmeyen saray rejimi Türkiye’nin barışı, huzuru ve güvenliğindeki en büyük tehditlerinden biridir. Yurttaşlarımızın canlarını, ülkemizin hudut güvenliğini koruyamayan, bilakis çatışma ortamını siyasi gereç olarak kullanan başta bu ülkeyi bir cürüm cehennemine çeviren Süleyman Soylu olmak üzere tüm yetkililerin, sorumluların istifasını istiyoruz” dedi
TBMM’de basın toplantısı yaparak gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Erkan Baş, patlamaya ait iktidara 9 unsur halinde sorular yöneltti. Sorular şöyle:
BİR; Türkiye’nin sonlarını kevgire çeviren her türlü cihatçı teröristi bu ülkeye bile istiye sokan, Suriye’deki cihatçıları silahlandıran hem Suriye hem Türkiye halkının başına bela edenler kimdir?
İKİ; Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, Ankara terör ataklarını kim düzenledi? Bu katliamlar kimin periyodunda yaşandı? Bu hücumlarda ihmal yahut göz yumma halinde sorumluluğu bulunan kaç yetkili cezalandırıldı? Teröre takviyenin bundan daha somut ve daha açık bir göstergesi olabilir mi?
ÜÇ; ABD’nin Irak, Suriye, Libya ve Afganistan’daki kirli planlarına kim dayanak veriyor? Kim bunların kesimi hatta öncüsü oldu? Bölgede cihatçıların ağ babalığını kim üstlenmektedir?
DÖRT; terör taarruzları ile ilgili halkın haber alma hakkını neden engellediniz? Halkın gerçekleri öğrenmesinden neden korkuyorsunuz? İşinize gelmeyen nedir? Saklamak istediğiniz şey ne?
BEŞ; Süleyman Soylu üzere çabucak her kelamı palavra çıkan bir kişiyi İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturtmaya devam etmeniz, hangi pazarlıkların bedelidir? Soylu tarafından rehin mi alındınız? Açıkça soruyoruz. Korktuğunuz, bildiği bir şeyler mi var?
ALTI; halkın çoğunluğunun kelamına inanmadığı bir azınlık iktidarı olarak daha kaç suça ve palavraya başvuracaksınız?
YEDİ; saldırgan olduğu argüman edilen kişi ile MHP ortasındaki ilişki araştırılmakta mıdır? Bu kişi ile bağlantısı tespit edilen MHP ilçe yöneticisi nasıl süratle hür bırakılmıştır? O kişi CHP’li, HDP’li yahut TİP’li olsaydı tıpkı muameleye mi maruz kalacaktı, yoksa sabah akşam bütün gazetelerde manşet yapıp bunun üstünde mi tepinecektiniz?
SEKİZ; son 10 yılda sivilleri gaye alan terör akınlarında yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybetti. Bu utanç bile koltuğunuzu bırakmak için size yetmiyor mu?
DOKUZ; eski ve yeni temsilcileriniz terör aksiyonlarından, darbe teşebbüsünden sonra oylarımız yükseliyor diye açıklamalar yapıyordu. Tek bir yetkili hakkında ceza verilmedi. 7 Haziran – 1 Kasım ortasını şiddetle geçirerek siyaseti dizayn etmeye çalıştınız. Halka kaygı ve dehşet yaratarak siyasi gayelerine ulaşmayı terör olarak tanımlıyoruz. Terörle ayakta durmaya çalışmanın bedelini ödeyeme hazır mısınız?
ANKA’nın aktardığına nazaran Baş’ın açıklamaları özetle şöyle:
ÖFKELİYİZ: “Bugün çok üzgünüz, öfkeliyiz. Taksim’de gerçekleştirilen halk düşmanı terör atağında 6 yurttaşımız hayatını kaybetti. Onlarca yurttaşımız yaralandı. Tedavileri devam edenler var. O gün bölge olan yüzlerce yurttaşımız tahminen de hayatı boyunca hiç unutamayacağı bir travmayı yaşadı. Akında ömrünü yitiren yurttaşlarımızı hürmetle anıyorum, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi; yaralılara ise acil şifalar dileklerimizi iletiyoruz. Bir kere daha açık ve net bir formda bu hücumun faillerini, sorumlularını lanetliyoruz.
ÜLKEMİZİ ŞİDDETLE DİZAYN ETMEYE ÇALIŞANLAR BİR KERE DAHA SAHNEYE ÇIKMIŞ GÖZÜKÜYOR: Bu ve gibisi durumlarda konuşmak son derece sıkıntı. Maalesef bu topraklarda biz çok fazla emsal acı yaşadık. Artık bir sefer daha sözün tüm manalarıyla canımız yanıyor. Tam bu nedenle bir daha birebir acıları yaşamamak, tıpkı acılar bu topraklar yaşanmasın diye konuşmak, tartışmak, ders çıkartmak ve en kıymetlisi de gereğini yapmak zorundayız. Üzülerek söylüyoruz, fakat net bir tablo ile karşı karşıyayız. Ülkemizi, bölgemizi kanla, endişeyle, şiddetle dizayn etmeye çalışanlar bir sefer daha sahneye çıkmış gözüküyor. Biliyoruz ki bu ve gibisi taarruzlar lakin devamındaki gelişmelerle daha âlâ anlaşılır hale geliyor. Bugün hala birçok belirsizlik ve şaibe içeren karanlık taarruzun içeride ve dışarıda hangi güçler tarafından ne emelle yaptırıldığını tam ve açık olarak anlamamız biraz daha vakit alacak.
AİLEMİZ, SEVDİKLERİMİZ İÇİN ENDİŞELENİYORUZ: Bugün acil olarak ortaya konulması ve sorulması gereken çok temel bir soru var. Bu ülkenin yurttaşları, bizler kendimizi inançta hissediyor muyuz? Bu son hücum ve akabinde yaşadıklarımız gösterdi ki iktidar halka itimat vermiyor. Hatta daha açık söyleyelim, bölgede ve ülkede uyguladığı siyasetler nedeniyle bu ülkenin güvenlik sorunu, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın güvenlik sorunu şahsen bu iktidar tarafından yaratılıyor. Bu iktidar varken hiçbirimiz inançta değiliz, huzurlu değiliz. Her yurttaşımız kaygılı ve her atak sonrasında tasalarımız katlanarak artıyor. Ailemiz, sevdiklerimiz, dostlarımız için endişeleniyoruz. Her an başımıza bir şey gelebilir tasasıyla ve en az bunun kadar değerli başımıza bir şey gelse de bunun hesabı sorulmayacak kanısıyla yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Meğer hepimiz kendimizi inançta hissetmek istiyoruz. Barış içinde, huzurlu, memnun yaşamak istiyoruz.
AKP’DE NE VAKİT İKTİDARI KAYBEDECEĞİ TELAŞI BAŞ GÖSTERGE ÜLKEDE BOMBALAR PATLIYOR: 2015 seçimleri öncesinde ‘Verin 400 milletvekilini, bu işi huzur içinde yönetelim’ demiş bir zatın yönettiği bir ülkede ülkemiz kan gölüne döndürülmüştü. Tüm yurttaşlarımızı bir mevzuda uyarmak ve dikkat çekmek istiyoruz. AKP ne vakit halk tarafından mağlubiyete gerçek sürüklense iktidarı kaybedeceği telaşı baş gösterse ülkede bombalar patlıyor, kan akıyor ve birileri bu kaos ortamından kendi iktidarını kurtarıp koltuğunda oturmaya devam ediyor.
‘YURTTA SULH, CİHANDA SULH’: Tam bu nedenle ülkemizin bu karanlıktan kurtulması için muhtaçlığımız olan şey eşit yurttaşlığı temel alan, özgür, demokratik, şeffaf ve sorumlu bir idare anlayışıdır. Gereksinimimiz olan ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen barışçıl bir dış siyaset anlayışıdır. Bunun için de birinci vazifemiz bu iktidardan kurtulmaktır.
ZAT İDLİB’TE AÇILIŞTAYKEN MEMLEKETİN GÖBEĞİNDE BOMBA PATLIYOR: İstanbul’un göbeğinde, 1 yıldır Türkiye’de olduğu söz edilen birisi elini kolunu sallaya sallaya gidiyor bir bomba bırakıyor. 6 yurttaşımız katlediliyor, onlarca yurttaşımız yaralanıyor, İçişleri Bakanı denen zat İdlib’te açılışta. Hatırlamadan geçemeyeceğiz, daha birkaç ay evvel, ‘Ülkede 41 terörist kaldı, ayakkabı numaraları dahi biliyoruz’ diyen bu zat İdlib’te açılıştayken memleketin göbeğinde bomba patlıyor. Ve hala o koltukta oturuyor. Açıkça tabir etmek lazım, bu ülkenin başına gelen en büyük talihsizliklerden bir tanesi Süleyman Soylu’dur, onun İçişleri Bakanı olmasıdır.
NEFRET TOHUMLARI SAÇAN HATA İŞLERİ BAKANI HALA KOLTUĞUNDA OTURUYOR: Memlekette kendilerine muhalefet eden herkesi terörist ilan eden, halkı birbirine düşürmekten öteki hiçbir şey yapmayan, ülkede düşmanlık, nefret tohumları saçan hata işleri bakanı hala koltuğunda oturuyor. Derhal istifa etmelidir. Bir dakika dahi o koltukta oturması memlekete, bu memlekette yaşayan milyonca yurttaşımıza ağır bir hakarettir.
SOYLU’YU KALDIRIP BETON SAKSIYI OTURTSAK HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK: Suriye’de açılıştaymış. Ne işin var kardeşim senin Suriye’de? Sen Suriye’nin mi İçişleri Bakanı’sın? Türkiye’yi hata cehennemine, uyuşturucu cehennemine çevirmişsin, yetmedi güvenliği sağlayamıyorlar, hudutlar dingonun ahırına çevrilmiş durumda, daima laf olsun, torba dolsun diye açıklamalar, hamaset telaffuzları, kabadayılık… İstiklal Caddesi’nde o beton saksılar var ya Süleyman Soylu’yu kaldırıp beton saksıyı oturtsak o koltuğa memlekette hiçbir şey değişmeyecek. Bu ülkenin göbeğinde bomba patlıyor, iktidar ne yapıyor, birinci yaptığı işe bak, yayın yasağı. Kaç bireye soruşturma açılacakmış… Ya arkadaş 9 yaşında bir kız çocuğu hayatını kaybetmiş bu patlamada ya. Sen bu memlekette çocukları koruyamamışsın bir tek iktidar koltuğunu muhafaza derdindesin. Bir tane istifa olmadı, utanç verici bir şey.
ARAŞTIRMA KURULU KURULMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ: Bu iktidar, bizleri açlık ve vefatla kuşatmaya çalışıyor. Bizleri bir kira bile ödeyemeyeceğimiz, bir litre süt alamadığımız, çocuğumuzun beslenme çantasına bir meyve dahi koyamadığımız rezil bir hayatın kölesi yapmaya çalışıyor. Kararlı durmalıyız. Reddetmeliyiz. Bu yüzden bu memleketin hoş beşerlerine bir çağrım var. Biz bir ortaya gelirsek, biz el ele, omuz omuza verirsek ne bombaları ne borsaları bizi mağlup edemez. Biliyoruz ki Taksim’deki terör saldırısından sonra bu iktidar hiçbir gerçek adım atmayacak. Biz TİP olarak Meclis’te bir araştırma kurulu kurulması, hücumun tüm faillerinin ortaya çıkarılması ve bağımsız bir süreç işletilmesi için elimizden geleni yapacağız.” (HABER MERKEZİ)
