Türkiye Emekçi Partisi Genel Lideri Erkan Baş, Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Kartonsan fabrikasındaki personelleri, grevlerinin dokuzuncu gününde ziyaret etti. Fabrika önünde konuşan emekçilere seslenen Erkan Baş, “Gerçekten artık bıktık. Türkiye’nin her yerinde birebir şey. Çalışıyoruz didiniyoruz. Lakin nefes alabiliyoruz. Personel el açıp dilenmeyecek; bir olacak, yumruğunu sıkacak ve hakkı olan ne varsa döve döve alacak. Kartonsan personeli kazanacak, Türkiye personel sınıfı kazanacak. Yolunuz açık olsun, zafer bizim olacak” dedi.
Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu, Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde şurası Kartonsan fabrikasında yaklaşık 6 ay süren toplu kontrat görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine 170 personel greve çıkmıştı.
22 Aralık’ta başlayan grevin 9’uncu gününde, dün; TİP Genel Lideri Erkan Baş, personellere dayanak ziyaretinde bulundu. Erkan Baş’a, ziyarette TİP Kocaeli Vilayet Örgütü eşlik ederken, partilileri fabrika önünde Selüloz İş Sendikası Genel Lideri Aydın Parlakkılıç karşıladı.
‘BİLDİĞİNİZ PARTİLERDEN DEĞİLİZ’
Erkan Baş, patron ve iktidara seslenerek personellerin taleplerinin karşılanmaması halinde direnişin yayılacağını tabir etti. Erkan Baş konuşmasında şu sözleri kullandı:
“Türkiye’de nizam bozuk. Bu bozuk sistem her tarafından patlıyor. O yüzden bizi çoklukla, lakin Meclis kürsülerinden izleyebiliyor arkadaşlarımız. Onlar sanıyor ki biz daima bağırıyoruz, çağırıyoruz, diğer hiçbir şey yapmıyoruz. Biz sınıf düşmanımızla karşı karşıya geldiğimizde bağırırız, sınıf kardeşimizle yan yana geldiğimizde çok sakin, makul, sevecen konuşuruz.
Bugün burada bulunmamızın bir tanecik nedeni var. Televizyonda gördüğünüz siyasetçiler genelde greve gelmezler de seçimden seçime gelir ‘biz personelden yanayız’ derler Ankara’ya gittiklerinde emekçiyi, köylüyü, emekliyi; emeği ile yaşayan insanı unuturlar. Biz bildiğiniz siyasetçilerden, partilerden değiliz. Ben buraya nutuk atmaya falan gelmedim. Kartonsan emekçilerinin durumunu şahsen görmeye ve sesini Ankara’ya taşımaya geldim.
Türkiye Emekçi Partisi’nin tüm imkanları; Meclis kürsüsü de dahil, neyimiz var neyimiz yok biz rastgele bir emekçi arkadaşımız direnişe başladığı andan itibaren daha evvel hangi partiye oy vermiş, dini, lisanı, ırkı, cinsiyeti, ırkı bunların hiçbirisine bakmayız. Ortada hakkı için uğraş eden emekçi varsa o personel haklıdır, bütün imkanlarımız da o çalışanın çabasına feda olsun diyoruz.
Siz burada direnişe devam ettiğiniz sürece hakkınızı alana kadar sizlerin verdiği, sendikanızın verdiği her karar bizim için bir buyruk manasına gelir ve biz o kararı uygulamakla yükümlüyüz. Ne vakit, nerede yapmak istiyorsanız biz sizin söylediğiniz her şeyi yapacağımızı ilan etmeye geldik.
‘GERÇEKTEN BIKTIK’
Sınıf dayanışması aksiyonla, uğraşla yaşar. Buradan işverenleri, yanlarında saf tutan iktidarı, yöneticileri, seçkinleri; herkesi açıkça uyarıyorum. Burada hakkı için gayret eden emekçinin sesini duymadığınız anda bu direniş Türkiye’nin dört bir yanına da yayılacak, Ankara’da Meclis’e de taşınacak. Bu çalışanların anasının ak sütü üzere helal olan hakkını personele teslim edin daveti yapıyorum
Arkadaşlar; bıktık, bıktık. ‘Memlekette kriz var’ diyorlar. ‘Krizin faturasını personel ödesin’ diyorlar. Kriz var dediklerinde; işverenler karlarına kar katıyor. Zenginliklerine zenginlik katıyor. Otomobiller, villalar, gemiler yenileniyor. Çalışana bir şey yok. Yüzde 300-400 kar yaptıkları yıl, çalışana yeniden hakkını vermiyor. İşler makus gittiğinde de faturayı personele ödetiyorsun; işler güzel gittiğinde de kazandığın paranın hepsini alıyorsun cebine atıyorsun. Nitekim artık bıktık. Türkiye’nin her yerinde birebir şey. Personeller çalışıyor, üretiyor; çalışıyoruz didiniyoruz. Fakat nefes alabiliyoruz. Biz üretiyorsak, biz yönetiyorsak; biz bu hakkımızı alacağız.
Bunlar istiyor ki personel el açsın, avuç açsın, yoksula fukaraya verelim rahmeti artırır diye bize güya sadaka dağıtıyorlar. Emekçi el açıp dilenmeyecek. Bir olacak, yumruğunu sıkacak ve hakkı olan ne varsa döve döve alacak. Bunların istediği şey personellerin dağınık durması, yalnız kalması, çaresiz kalmasıdır. Burada hem kendi hakkınız için direniyorsun hem de Türkiye personel sınıfına bir örnek daha veriyorsunuz. Emekçi örgütlendiğinde hakkını er ya da geç alıyor. Bu direnişin, grevin sonuna kadar yanında olacağız. Kartonsan emekçisi kazanacak, Türkiye emekçi sınıfı kazanacak. Yolunuz açık olsun, zafer bizim olacak.” (HABER MERKEZİ)
